Ana Öncülük Etmek Zor Kişisel Karar? İşte Her Zaman Doğru Adımı Yapmanız Gereken 3 Adım

Zor Kişisel Karar? İşte Her Zaman Doğru Adımı Yapmanız Gereken 3 Adım

Yarın Için Burçun

Değişen işler. Bir ev satın almak veya satmak. Evlenmek veya boşanmak.

Elbette bunlar düşünce, planlama ve çaba gerektiren büyük yaşam kararlarıdır. Böylece bilgi toplar, düşünür, tavsiye ister ve en iyisini umarak seçenekleri değerlendirirsiniz.

Bazıları için bu, nereye kadar giderse gitsin. Birçokları için bir karar aylar hatta yıllar alabilir. Yapılması gerektiğini bildiğiniz bir değişiklik yapmak korkutucu olabilir, ancak bilinmeyenin korkusu sizi çıkmaza sokar.

Yani karar vermemekte haklısın.

Ve mutsuzsun.

Mevcut durumda var olmanın başka yollarını arıyorsunuz ama hiçbir şey işe yaramıyor gibi görünüyor. Haklı olmak, bir karara bağlı kalmak, onu İŞLETMEK insan doğasıdır.

Ancak gerçek şu ki: Kişisel değerlerinizle uyumlu olmayan bir kararda var olamaz veya iyi yönetemezsiniz.

'Değerler', pek çok kişinin hafife aldığı bir kelimedir, ancak değerler, ihlal edildiklerinde yaşamınızda hasar yaratan en önemli bilinçsiz motive edicilerdir. Değerleriniz ihlal edildiğinde öfkeli, kayıtsız ve hatta umutsuz veya sıkışmış hissedeceksiniz. Kendinizi ve başkalarını huzursuz ve güvensiz hissedeceksiniz ve hayat zor görünecek. Bu olduğunda, durumunuza uzun uzun bakmanın ve çok gerekli değişiklikleri yapmanın zamanı geldi. İşte nasıl:

1. Değerlerinizin bir listesini yapın.

Kendinize şu soruyu sorun: 'Benim için önemli olan (karşılaştığınız durum) nedir? Genel değerlerinizi bilmek istiyorsanız, kendinize 'Hayatımla ilgili benim için önemli olan nedir?' diye sorun. Bu, özgürlük, aile, zenginlik, samimiyet, kalite, takdir, başarı, tanınma, yaratıcılık ve maneviyat gibi motivasyonları ortaya çıkaracaktır. Sizin için önemli olan yüzlerce değer var. Değerlerinizi belirlemenin doğru ya da yanlış bir yolu yoktur. Onlar sizindir ve bu nedenle onlar hakkında yanılmış olamazsınız.

Unutulmaması gereken bir şey: bütünlük bir değer değildir. Dürüstlük, değerlerinizi nasıl gerçekleştirdiğinizdir. Dürüstlük değeriniz yüksekse ve yerde bir cüzdan görürseniz, bundan sonra yapacağınız şey ya dürüstlüklü ya da dürüst değildir. Cüzdanı sağlam iade ederseniz, dürüstlük değerinizle bütünlük ve uyum içinde olursunuz ve kişisel durumunuz ne olursa olsun, eylemleriniz konusunda iyi hissedeceksiniz. İade etmezseniz veya ondan para almazsanız, kişisel değerlerinizle uyumsuz olacak ve yanlış bir şey yapmış gibi hissedeceksiniz. Cüzdanı alan ve dürüstlük değeri yüksek olmayan diğer insanlar aynı şeyi hissetmeyebilir.

Her iki durumda da, burada durumu değerlendirmiyoruz, sadece eylemin motivasyonunu gözden geçiriyoruz.

2. İlk üç değerinize karar verin.

Bunlar muhtemelen farkında bile olmadan yaşadığınız değerlerdir. İşlerin gerçekten iyi gittiği bir zamanı düşünün. Şimdi o zamanı ilk üç değerinizle karşılaştırın. O değerleri yaşıyor muydun? Muhtemelen öyleydin. İlk üç değerinizin ne olduğunu kabul etmek zor olsa da, kendinizi ve motivasyonunuzu anlamak hayatınızın geri kalanında çok işinize yarayacaktır.

Unutmayın, değerleriniz ve motive edicileriniz hakkında doğru ya da yanlış yoktur. Onlar sadece kim olduğunuzun bir parçası.

3. Kararınızı ilk üç değerinize göre ölçün.

Değerlerinizin her birini alın ve kendinize '(İçinde bulunduğunuz karar veya durum) 1 numaralı değerle uyumlu mu? 2 numaralı değer? Değer #3? O zaman bu soruya kesin bir evet veya hayır ile cevap verin. 'Belki' veya 'bir çeşit' yoktur. Bu kısım siyah beyazdır. Kendine karşı dürüst ol.

İlk üç değerinizi listeledikten ve soruyu yanıtladıktan sonra, bu karar ne kadar zor olursa olsun, sizin için doğru olan bir karar verme aracına sahip olacaksınız. Soruya tüm 'Evet' yanıtlarınız veya tüm 'Hayır' yanıtlarınız varsa, karar açıktır. Cevaplarınızın bir kombinasyonu varsa, Evet ve Hayır konumlarınızı gözden geçirin. 1 numaralı değer konumunda Evet ve diğerlerinde Hayır varsa, durumunuzu ayarlayabilirsiniz. 1 numaralı değer konumunda bir Hayır'ınız varsa, durumunuz sürdürülemez olduğundan bir şeylerin değişmesi gerekir. Sağlığınız, mutluluğunuz ve iyiliğiniz acı çekecek.

Özgürlük ve çeşitlilik değeri yüksek bir fabrika işçisini düşünün. Günden güne başka birinin programına takılıp kalıyor. Ne zaman işe geleceği, ne zaman mola vereceği, öğle yemeğine ne zaman çıkacağı ve ne zaman çıkacağı söylenir. Her gün aynı şeyi yapıyor. Sizce bu kişi tatmin olmuş ve potansiyelini sonuna kadar yaşıyor mu? Tabii ki değil.

Bir başkasının iş ve hayatındaki dengesizliği görmek kolaydır.

Ne dersin sizin iş?

Ne dersin sizin hayat?